14 Temmuz 2014 Pazartesi

















Bir Ekonomik Tetikçinin İtirafları - John Perkins Bölüm--1-- 2--
 
Sene 2005 Türkiyeyi John Perkins kitabında anlatıyor; "Kendi otomobilini üretemeyen ülkeye borç verip otobanlar yaptırırız. Sonra onlara arabalarımızı satarız. Sonra bankalarını satın alırız. O bankalardan halka ucuz krediler verip daha çok araba almalarını sağlarız. Böylece verdiğimiz o krediyi arabamızı satarak geri alırız, hem de faiziyle. O ülkeye dünya bankası ya da kardeş kurumlardan kredi ayarlarız. Ayarlanan kredi "ASLA" o ülkenin hazinesine gitmez. O ülkede ‘proje‘ yapan bizim şirketlerimizin kasasına girer. Enerji santralleri, sanayi alanları, limanlar, dev havayolları yapılır. Aslında insanların işine yaramayan bir yığın beton. Bizim şirketlerimiz kazanır o ülkedeki birileri de nemalandırılır. Toplum bu düzenekten hiçbirşey kazanmaz. Ama ülke büyük bir borcun altına sokulmuş olur. Bu o kadar büyük bir borçtur ki ödenmesi imkansızdır. Plan böyle işler. Sonunda ekonomik danışmanlar/tetikçiler olarak gider onlara deriz ki; "Bize büyük borcunuz var ödeyemiyorsunuz. O zaman petrolünüzü satın, doğal gazınızı bize verin, askeri üslerimize yer gösterin, askerlerinizi birliklerimize destek olmaları için savaştığımız bölgelere gönderin, Birleşmiş Millletler de bizim için oy verin! Elektrik su kanalizasyon sistemlerinizi özelleştirin! Onları Amerikan şirketlerine ya da diğer çok uluslu şirketlere satın..." Sosyal hizmetleri, teknik sistemleri, eğitim kurumlarını, sağlık kurumlarını hatta adli sistemleri ele geçiririz. Bu, ikili, üçlü, dörtlü bir darbeler serisidir."

29 Haziran 2014 Pazar


Komunizmin Kızıl tarafını biliyoruz... Peki Yeşil tarafını biliyor muyuz? Veya yeterince tanıyor muyuz? 



Komunizmin Kızıl tarafını biliyoruz... Peki Yeşil tarafını biliyor muyuz? Veya yeterince tanıyor muyuz? Kızıl komünistler nasıl Moskova patruşkalarına destan düzüyorsa, Yeşil komünistler de Arap’dan gelen herşeye bir o kadar mübarek tanımlamalar bindirir. “Üstadım Necip Fazıl” diyen bizzat RTE. İt ürür kervan yürür Abdullah Öcalan denen insan ziyânı olan aşağılık köpek, Necip Fazıl ile ilgili bir soruya aynen şöyle cevap vermiştir…
"20 yaşlarında ya vardım, ya yoktum. Necip Fazıl Kısakürek'in konferanslarına gider, bayağı da etkilenirdim..."
" (Apo ve PKK adlı kitaptanmisali don değiştirir gibi parti değiştirip, nasıl Kızıllar DSP-BDP-CHP -İP arasında gidip geliyorsa, Yeşil komünistler de SP-BBP-AKP arasında gidip gelirler... Kılıç çuvala sığmayınca, tezgahı genişletiyorlar. Biz Türk milliyetçileri her daim şunu söylüyoruz; Müslümanlık bizim için bir Din’dir; Irk değildir. Kızıllar Moskova’ya, Yeşiller Arabistan’a... 

TÜRKİYE TÜRK’LERİNDİR !


SOSYALİS MÜSLÜMANLARMIŞ SÖZDE,BİLİNMEZMİ ATAİSLİĞİN  SOSYALİZİM İZİNDEN GİDİLDİĞİ DİN KARŞITIDIR SOSYALİZİM,RUSYADA BOLŞEVİK İHTİLALİNDE KENDİ KİLİSELERİNİ BİLE YAKTILAR,80 LERDE ÜLKÜCÜ SOL OLAYINDA ÜNİVERSTELERE MUHAMMEDİ ....... GİREMEZ DİYE KÜFÜRLÜ PANKART ACAN SOSYALİSLER,CEZA EVLERİNDE BİLE ÜLKÜCÜLERİN KILDIKLARI NAMAZA ,OKUDUKLARI KURANA SAYGILARI YOKTU,ŞİMDİ ÇIKMIŞLAR  SOSYALİS MÜSLÜMAN OLMUŞ YEŞİLLERİ, KOMİNİZİM TC İKTİDAR OLSA ACIK CAMİ BIRAKMAZLAR O SOSYALİS MÜSLÜMAN DEDİKLERİNİ ÖNCE O KIZIL SOSYALİSLER LER ÖLDÜRÜR




Mustafa Kırımoğlu, Kırım Türklerinin Lideri.


Yıl 1973... Tutuklandım, Rusya'ya götürülüyorum. Yanımda bir Yahudi mahkum var. Elinde bir gazete... Türkiye'deki siyasi durumu anlatan bir haber okudum. Partileri sıralıyordu. En iyi parti Türkiye Komünist Partisi, en kötüsü de MHP'dir. Ben o güne kadar MHP'yi ve Türkeş'i bilmiyor, tanımıyordum. O gün dedim ki , demek ki Türkiye'deki en iyi parti MHP en iyi lider Türkeş... Sonra öğrendim ki gerçekten Türk dünyası ve dış Türklerle ilgilenen tek parti MHP ve lider Türkeş'tir. Kendisine derin saygım var!"
Mustafa Kırımoğlu, Kırım Türklerinin Lideri.

25 Mayıs 2014 Pazar

AKP ve İsrail İLİŞKİLERİNİN TARİHİ






 AKP ve İsrail İLİŞKİLERİNİN TARİHİ

AKP ile İsrail arasındaki sözde kriz, aslında tam da İsrail’in kurucusu David Ben Gurion’un Türkiye-İsrail ilişkilerini tarif ettiği şu cümle gibi: “Türkiye bize metres gibi davranıyor. Halbuki evlendik, evliliğimizi bir türlü açıklamıyor.”
Ben Gurion’un bu tespitinin üzerinden yarım yüzyıl geçti ama AKP döneminde İsrail’le ilişkiler tam da böylesi bir tanıma uygun gelişti. Kapalı kapılar ardında farklı, dışarıda farklı…
Gelin AKP’nin iktidara gelmesinden bu yana, İsrail’le gerçekte nasıl bir ilişki türü yürüttüğüne birlikte gözatalım…ERDOĞAN’A YAHUDİ CESARET ÖDÜLÜ1.. AKP 3 Kasım seçimleri öncesinde 16 Temmuz 2002’de ABD’de Yahudi Ulusal Güvenlik Enstitüsü JINSA’da temaslarda bulunarak iktidar vizesi desteği aradı ve aldı.2.. Erdoğan Ocak 2004’teki ABD ziyareti sırasında Amerikan Yahudi Komitesi’nden “cesaret madalyası” aldı. Resmi ismi “Davut Boynuzu” olan bu madalya, dünyada ilk kez Yahudi olmayan bir isme, dahası bir Müslüman’a verildi!AKP: FİLİSTİN TERÖR, İSRAİL ŞİDDET UYGULUYOR3.. 30 Ağustos 2004 tarihinde AKP’li Ömer Çelik, Egemen Bağış ve Mevlüt Çavuşoğlu İsrail’le kapsamlı görüşmeler yapmak üzere 3 günlüğüne İsrail’e gitti. Havaalanında gazetecilerin sorularını yanıtlayan heyet, “ziyaretlerinin, ilişkileri daha da pekiştirmek için büyük önem taşıdığını” belirtti. Ömer Çelik, “ortada kriz var” gibi bir adım atılmak ve öyle bir durum yaratılmak istendiğini belirterek, “aslında ortada bir kriz olmadığını” vurguladı. Ömer Çelik ve Egemen Bağış’ın bu ziyaretten önce, ABD’ye gidip Yahudi kurumlarıyla özel temaslarda bulunduklarını da anımsatalım.Yeri gelmişken, bir başka anımsatma daha yapalım. Ömer Çelik, İsrail’e bu ziyaretinin iki ay öncesinde TBMM’de yaptığı bir konuşmada, “Filistinlilerin yaptığını terör, İsrail’in yaptığını ise şiddet” olarak nitelendirmişti. Bugün koşullar gereği Irak’taki Müslümanları anımsayan Ömer Çelik’in, o tarihlerde “Irak’taki direniş örgütlerinin, katillerden oluştuğunu” söyleyecek kadar Amerikancı olduğunu da belirtelim.İSRAİL AKP ELİYLE TÜRK TARIMINI ÇÖKERTTİ4.. AKP hükümeti, İsrail ile 15 Temmuz 2004’de Ankara’da bir mutabakat zaptı imzalayarak, Serbest Ticaret Anlaşması kapsamında “temel ve işlenmiş tarım ürünleri ticaretindeki tavizlerin karşılıklı genişletilmesini müzakere etme konusunda” anlaştı. Böylece AKP, İsrail’e Türk tarımını çökertme olanağı sundu!İNTERNET GÜVENLİĞİMİZ İSRAİL’E EMANET5.. AKP’li Enerji Bakanı Hilmi Güler, İsrail Ulusal Altyapı Bakanı Binyamin Ben-Elizer ile boru anlaşması imzaladı. Türkiye’den İsrail’e uzanacak boru hattından petrol, doğalgaz, elektrik, su ve fiberoptik geçmesi planlandı.6.. Fiberoptik demişken… İsrail’le sözde krizin zirve yaptığı 2010 Haziran’ında ortaya çıktı ki, pek çok devlet kurumunun internet güvenliğini de İsrail sağlıyor! Bu görevi yürüten İsrailli Check Point firmasının, 2006 yılında “stratejik ortağı” ABD’den benzeri bir iş almak istediğinde bizzat ABD Başkanı Bush tarafından veto edildiğini de anımsatalım!AKP’NİN İSRAİL’LE 17 PROJESİ7.. Şimdilerde çok tartışılan insansız uçak Heron anlaşmasını, Tayyip Erdoğan 1 Mayıs 2005 tarihli İsrail ziyareti sırasında imzaladı. Bu ziyarette 200 milyon dolarlık bu anlaşmayla yetinilmedi, M60 tanklarının modernizasyonu için yeni protokol yapıldı ve 17 ayrı askeri proje görüşmesi yapıldı!Bu arada anımsatalım… Erdoğan, Davos’ta “one minute” dedikten sonra, AKP’li Savunma Bakanı Vecdi Gönül, 27 Ocak 2009’da açıklama yaparak İsrail’le ilişkiler konusunda bir sıkıntı olmayacağını ilan ediyordu. Gönül, “insansız İsrail uçağı Heron’lar konusunda bir sıkıntı olmayacağının ve ilk parti Heron’ların Nisan ayında Türkiye’ye geleceğinin” müjdesini veriyordu.AKP İÇİN HAMAS BAŞKA, EL FETİH BAŞKA8.. Erdoğan, Filistin dostluğu değil; El fetih karşıtlığı, Hamas dostluğu yaptı. İsrail’le sözde ilk kriz sırasında bakın Başbakan Erdoğan ne diyor: “İsrail’in en yetkili ağzı, Filistin lideri Mahmut Abbas’ın tutuklu Hamas milletvekillerinin serbest bırakılmasını istemediğini söyledi”.ERDOĞAN: ARAFAT BARIŞIN ÖNÜNDE ENGEL9.. Dahası Erdoğan, geçmişti açıkça İsrail’i savunup, Arafat’ı da suçlamıştı. ABD’de İsrail’in eski Başbakanı Ehud Barak, ABD Kongre üyesi Jane Harmon ve şarkiyatçı Prof. Bernard Lewis ile 13 Haziran 2004’te bir panele katılan Erdoğan şöyle söylemişti: “Ben Barak'ın başlatmış olduğu barış sürecine katılıyorum. Ancak Sayın Barak'ın başlattığı süreç devam etmedi. Sayın Arafat büyük bir fırsatı tepmiştir. Eğer o zaman oturulan masadan kalkılmasaydı isabetli olurdu. Şu anki sıkıntı budur. Fakat biz yine de barıştan umutsuz değiliz. Barış süreci sıkıntılı bir süreçtir. Çile çekmeyi gerektirir ve bu mücadeleyi çile çekerek sürdürmeliyiz. 80 yaşına merdiven dayamış olan bir Arafat barışın önünde bir engel olamaz. Bu işi halklar arasında çözebiliriz”.10.. Davos’ta sözde “one-minute” krizi yaşanırken, TBMM’de Türkiye-İsrail Dostluk Grubu üyesi 361, Türkiye-Filistin Dostluk Grubu iyesi ise sadece 60 milletvekili bulunuyordu!ERDOĞAN MUHALEFETİ YAHUDİ DÜŞMANLIĞI YAPMAKLA SUÇLADI11.. Erdoğan, Suriye sınırındaki mayınlı arazilerin 44 yıllığına İsrail’li şirkete verilmesine itiraz edenleri “Yahudi düşmanlığı” yapmakla suçladı.ORTAK “YAHUDİ URFA PROJESİ”12.. Urfa’daki “mayınlı arazilerin” İsrail’e peşkeş çekilmesinin tartışıldığı günlerde, 26 Mayıs 2009’da, İsrail’in Ankara Büyükelçisi Gaby Levy “Yahudi Urfa Projesi” olarak bilinen “dinler buluşması” kapsamında Urfa’yı ziyaret etti. Levy “Urfa ile Harran bizim için çok önemli, her Yahudi için atalarımızın dedelerimizin geldiği bu topraklara gelmek çok önemli” dedi.İsrail’in bölgeye ilgisi konusunda, bir başka önemli açıklama da 1 Aralık 2004 tarihinde, o dönemin İsrail Büyükelçisi Pinhas Avivi’den gelmişti. “İsrail’lilerin Güneydoğu’dan toprak alımlarını” yalanlayan Avivi şu ilginç cümleyi dile getirmişti: “Buradan arazi satın alınmadı, ancak bazı ortak projelere destek veriyorlar. Türkiye'yle tecrübelerini paylaşıyorlar”.KONYA OVASI’NDA İSRAİL’E ARAZİ13.. İsrail sadece Güneydoğu’dan değil, “Anadolu Kartalı Tatbikatı Krizi” ile daha sonra gündeme gelen Konya’dan da 2004 yılının sonunda 40 bin dönüm arazi aldı. AKP’nin “Tarımsal İşbirliği ve Kalkınma Projesi” ile önünü açtığı bu satış işlemi ile verilen topraklar, ABD ve İsrail’in eğitim için kullandığı hava üssünün hemen yanında bulunuyor.AKP ile İsrail arasındaki bu alım-satım işleri oldukça ilginçti. Bakın Tarım ve Köy İşleri Bakanı Sami Güçlü, Konya’daki bu satıştan birkaç ay önce Şanlıurfa Ceylanpınar’ı isteyen İsraillilere şu yanıtı verdiğini açıklıyordu: “Dedim ki, GAP’la ilgili düşünceleriniz, Türk kamuoyunda bir kısım kanaatlerin oluşmasına neden oluyor. Bu nedenle başlangıç faaliyetlerimizi İç Anadolu’ya kaydırarak, sulama teknolojisini Türk kamuoyuna sunalım. Bu sayede, kamuoyunda oluşan çekingen hava kırılabilir”.AKP’DEN İSRAİL’E TOPRAK ALIMI İÇİN YASA KIYAĞI14.. İsrail’in toprak alımlarına kolaylık getiren yasanın da, 19 Temmuz 2003 tarihinde, AKP tarafında yürürlüğe konulan 4916 sayılı yasa olduğunu belirtelim. AKP İsrail’in toprak alımlarını kolaylaştırmakla kalmıyor, karşı çıkanlara da tepki gösteriyordu. Örneğin AKP Şanlıurfa Milletvekili Mehmet Atilla Maraş, İsraillilerin GAP bölgesinde toprak satın almasına itiraz edenleri, “Bizim insanımız da Avrupa ülkelerinde mülk alıyor. Ancak yabancılar bizden toprak satın aldıklarında kıyameti koparıyorlar. Bunu doğal karşılamak lazım. Global baktığımız zaman bunun bir sakıncası yok”.İSRAİL’E SURİYE SALDIRISI İÇİN HAVA SAHASI İZNİ15.. İsrail, 6 Eylül 2007 tarihinde Suriye’nin gizli nükleer reaktörünü vurduğunda Türkiye hava sahasını kullandı.16.. İsrail Lübnan’a saldırdığında ama 28 gün sonra Hizbullah’a yenilip geri çekilmek zorunda kaldığında, bölgeye AKP emriyle Türk askeri gönderildi.AKP MİLLETİN GAZINI ALIYORMUŞ17.. Gelin hiç yorumsuz, 14 Haziran 2010 tarihli Milliyet gazetesinde yer alan Devrim Sevimay’ın AKP sözcüsü Hüseyin Çelik’le yaptığı röportaja göz atalım şimdi de:Hüseyin Çelik: “Türkiye’de antisemitizmin bir geçmişi var. Fakat bizimle birlikte antisemitizm falan yok. Aksine bakın Sayın Başbakan’ın bu çıkışları olmasa Türkiye’de antisemitizm daha çok artar”Milliyet: “Yani bir anlamda şişede biriken gaz mı kaçırılmış oluyor bu sayede?”Hüseyin Çelik: “Elbette, halk şöyle düşünüyor, ‘Verilmesi gereken tepkiyi benim devletim veriyor zaten’.”Milliyet: “Ve sakinleşiyor, öyle mi?”Hüseyin çelik: “Ve sakinleşiyor, çünkü ‘Benim adıma Tayyip Erdoğan konuşuyor’ diyor. One minute çıkışı bundan dolayı insanların uzun yıllar bastırılmış bazı haykırmalarının bir manada temsilciliğini yaptı. Sayın Başbakan Türk milletinin bu manada ve insanlık vicdanının sesi olmaya çalışıyor.ANKARA’DA SİYONİZM ANMASI!18.. AKP’nin İsrail karşıtı olmadığı, dahası anti Siyonist olmadığı, başka uygulamalarından da anlaşılıyor. AKP, tarihte ilk kez Türkiye Cumhuriyeti’nin başkentinde, İsrail’e siyonizmin kurucu Theodor Herz’i anma izni verdi. 6 Aralık 2004 günü İsrail’in Ankara Büyükelçiliği, Ankara’da, Milli Kütüphane Konferans Salonu’nda siyonizmi andı!SONUÇDavos’da “one minute” krizi, Anadolu Kartalı tatbikatı krizi, büyükelçiyi alçak koltukta oturtma krizi, Mavi Marmara gemisine saldırı krizi…Tümünün, ABD’nin Büyük Ortadoğu Projesi’ni uygulayabilmek için Türkiye’ye biçtiği model ortak statüsüyle doğrudan ilişkisi var. ABD, BOP’u uygulayabilmek için “Filistin Sorunu”nu kısmen çözüp, İran’ı Türkiye ile markaja alıp, alt-bölgesel düzenleri kurmaya çalışıyor…Dışişleri Bakanı Davutoğlu’nun, “İsrail özür dilemezse, bari soruşturmayı kabul etsin” anlamına gelen sözleri aslında tüm gerçeği çırılçıplak ortaya koyuyor. Davutoğlu İngiliz mevkidaşıyla birlikte düzenlediği ortak basın toplantısında bakın ne diyor: “Ortada bir suç var. Bu vatandaşlar İsrail sularını ihlal etmedi. Hiçbir İsrail vatandaşını öldürmedi. Peki kim öldürdü bu vatandaşları? Eğer İsrail bu sorumluluğu üzerine alır ve özrü dilerse biz de önümüze bakar ve iki ülke ilişkilerini nasıl daha geliştirebiliriz buna bakarız. Eğer özür dilemezlerse o zaman uluslararası bir soruşturmayı kabul etsinler. Bu bizim ülkemizin onurudur”.



1952 yılında eşi Bedriye Atsız ve kardeşi Nejdet Sançar ile birlikte Fatih Sultan Mehmet Han'ın bakımsızlıktan tozlanmış kabrini temizleyen, sandukanın eskiyen demirlerini yenileten adam gibi adama Hüseyin Nihal Atsız denilir

Dersim katliamı diyorlar... Türk askerine yapılan bir katliam var.


 Dersim katliamı diyorlar...  Türk askerine yapılan bir katliam var. 

Sene 1937... Mustafa Kemal, başbakan Celal Bayar’la birlikte Tunceli’ye gelip, Murat Nehri üzerindeki Singeç Köprüsü’nün açılışını yapacaktı. Köprünün ucunda karakol vardı. Basıldı. 33 asker şehit edildi. Peşinden... Telefon hatları kesildi, pusular kuruldu, Mazgirt Köprüsü havaya uçuruldu, jandarma taburu vuruldu, 56 asker daha şehit oldu.

Elebaşı Seyit Rıza’ydı...
Başbakanınızın “hikâyesi yürek burkucudur” dediği Seyit Rıza...
Tarihimizi bilmediğimiz için kendimizden utanmalıyız..
Bu isyanı başlatıp, binlerce aileye evlat acısı yaşatanları kahraman ilan etmeye devam edin, sizler bu vatanın ''hain''lerisiniz..

15 Mayıs 2014 Perşembe

HÜSEYİN NİHAL ATSIZ ŞİİRLERİ 2



 YOLLARIN SONU   

Bugün yollanıyorken bir gurbete yeniden 
Belki bir kişi bile gelmeyecektir bize. 
Bir kemiğin ardında saatlerce yol giden 
İtler bile gülecek kimsesizliğimize.


Gidiyorum: Gönlümde acısı yanıkların... 
Ordularla yenilmez bir gayız var kanımda. 
Dün benimle birlikte gelen tanıdıkların 
Yalnız bir hatırası kaldı artık yanımda.


Yufka yüreklilerle çetin yollar aşılmaz; 
Çünkü bu yol kutludur, gider Tanrı Dağına. 
Halbuki yoldaşını bırakıp dönenlerin 
Değişilir topu da bir sokak kaltağına.


İster düşün... Kendini ister hayale kaptır... 
Uzar, uzar, çünkü hiç sonu yoktur yolların. 
Bakarsın aldanmışsın, gördüğün bir seraptır 
Sevimli bir hayale açılırken kolların. 


Ey doğunun alnımı serinleten rüzgarı! 
Ey karanlıkta bana arkadaşlık eden ay! 
Arzularım bir oktur, aşar ulu dağları, 
Düştüğü yer uzakta "DİLEK" adlı bir saray. 


O sarayda bulunca tanrılaşan erleri 
Artık gözüm arkaya bir daha dönmeyecek. 
Hepsi sussa da "Kür Şad" uzatarak elini: 
"Hoş geldin oğlu ATSIZ, kutlu olsun" diyecek.